Sourfour yeni bir araba ister, hellokitty de kırmaz onu, hiç üzmeden-yormadan-saç baş yoldurtmadan alıverir.. Yemezler di mi? Öyle olmadı da zaten. Bekledik bir süre, gerçekten istediğim anlaşılana kadar.. Araba seçmek zaten sancılı bir dönem, ki ben hellokitty kadar da bakmıyorum özelliklere ve tabii fiyatlara :) Benim derdim:
Onun arkası ne biçim bee kaplumbağa gibi,
Ben ona binmem apaçi arabası,
Bunun içi ne biçim cd mi kaldı, dvd player yok mu,
Bunun farları sinsi bakıyo, kaza yaptırır korktum ben,
Farlar şaşkın bakıyo, bu anlamaz yolu falan çarpar bu,
Yuh bu araba 55 bin lira mi, aptallar alsın onu, yani başkası,
Binerken kafam çarpar, bunun kapısı çok dar,
Benim kafam tavana sürter, çok alçak bu araba,
Sonuçtaa ne yapılır, istekler minimuma çekilir, "dört tekerlek istiyorum başka bişi diil yaa :'( " diye sniff sniff eve dönülür..
İki gün sonra enerji toplanır, hellokitty' ye "ya sadece 2010 model olsun yeter yeeaa, yolda kalmiim ondan yani" denir, amaç yolda kalınmasındır, istekler minimalize edilmiştir, fiat bis için bile kalbim güm güm atacak, canımiçi babaya çok minnettar kalınacaktır.. Fakat kader güvenilir bir kavram değildir, beni bvr ye doğru çekmektedir. İki gün sonra araba alınır, güzeldir-candır-iyidir-hoştur- ama, ama, fakat bvr şanzımanlıdır..
Bu masum vites efendi, araba kullanma zevkimi elimden aldığı gibi "iyi şoför" ünvanımı da kaf dağının arkasına gönderdi. Tanışmamız, gencecik yaşımda "soğuk savaş nedir?" in cevabını öğrenmeme vesile oldu ..
Özetle Bvr şanzıman=>aptuşsarışının fizikokimya öğrenmesi=deveye hendek atlatmak=bir koltukta iki karpuz
1.viteste: Hoplamalar zıplamalar, fırlamalar, apaçi gençlik hareketleri..
2.viteste: Nşa 4000-5000 devir yapmadan bu etaba geçemem zaten, rahat olun.. 1den 2 ye geçerken vuvuzela misali bi ses, olmazsa olmazlardan. Sonra sokaklardan "ahaha kıza bak vites değiştirmeyi bilmiyo motoru parçalıcak" yorumları duyulacak.
3.viteste: Nabız hızlanmadan, tansiyon yükselmeden bu vitese erişmek=nirvanaya ulaşmak. E tebrikler..
4 ve 5. vitesler için hiçbir sözüm yok, 85lik babaannem bile kullanabilir. Zaten önemli olan buralara gelebilmek.
Geri vitese geçebilirsem (minimum 2 deneme yapmadan geçilmiyor) gaza fazla basmamam şahsıma önemle rica olunur.
Tek dayanağım: Zeki bakan, kaza yaptırmayan, sürücü dostu farlar =)
Bvr vitesle savaşılmaz, ne isterse onu yapacaksın.
Yavaş yavaş park etmeye, trafiği arkanda kilitlemeye kendini alıştıracaksın.
Bazen vites büyütmeyi ya da küçültmeyi akıl edemiyor, durumu farkedip olaya el koyacaksın. Ne de olsa makineleri de biz yapıyoruz, şu dünyada yalnızca insan beyni kusursuz. Hem böylelikle arabamla biz birbirimize destek oluyoruz, negzel hihihi:)hühühühüü:( psikolojisi içinde oluyorum, hayatta her türlü duyguyu tatmak lazım di mi? Önceden arabayı iyi kullandığım söyleniyor ve sık sık övgüyle şımartılıyorsam, biraaz mola (biraz=arabayı değiştirene dek!!) "Övgü hiçbir şeydir, bvr her şey" mottosu benim artık.
Haticenin neticesi bvr ye karşı savaş kazanılamaz, egemenliği altına gireceksin. Soğuk savaşta önemli olan anger management çalışması. Kendini kontrol edemezsen, devir yükseldikçe ve vites değişmedikçe gaza basmaya devam edersin, artan yakıt tüketimi ekstre olarak sana geri döner, Kaybedersin. Kendini otomatik şanzımana endeksleyip yokuşlarda rahat durma, o canım vites kutusu hararet yapar, nazından cazından sazından yenmez.
ve sourfour der ki, almayın bunları, trafiğe karışmasın, vazgeçin bu sevdadan, yok ben bvr aşığıyım, bvr olmazsa olmazımdır derseniz, bu postu katlayın koyun cebinize.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder