16.9.10

Başlangıç

Aklımda bir yerlerde, kalbinin attığı ama mavi gözlerinin solgun olduğu günlere gidiyorum.. O gözlere bakarak soruyorum, kimler yordu Atam seni, kim yapıyor bize bunları.. Neden, niye, nasıl? diyorum.. Kimiz biz, neye sahibiz biz de bu kadar geliyorlar üzerimize.. Bizden alamadıkları, çalamadıkları ne var.. Soruyorum yalnızca, yanıtını alamayacağımı bilsem de aklımdaki bu küçük sahnede seni yaşarken hayal edebilmek bile güzel, çok güzel..
Gözlerim bugünde, takvimde.. Bugün, aynı soruları soruyorum herkese, tarihi çok iyi bildiğini söyleyen-söylemeyen ama ima eden-bilmeyen-yaşayan-yaşadığını zanneden.. Kimsenin, hiçkimsenin verdiği cevap yetmiyor bana, bilmiyorlar sanki, masal anlatıyor onlar.. Senin cevaplarını duymak istiyorum, duyamam biliyorum..
Şimdi çok güçsüz benim vatanım. Önüne güzel bir sıfat dahi alamayacak kadar güçsüz.. Kendine yetemeyecek kadar güçsüz... Bir de, bir de.., yazmaya elim varmıyor.. Seni sevenlere "putperest" diyen insancıklar var bu güçsüz vatanda.. Onlar da bizim vatandaşımız mı? Aynı karada yaşamak, aynı caddelerde yürümek onlarla bizi bir konuda ortak yapar mı? Vatan konusunda? Böyle bir konuda bile "düşünce özgürlüğü var" diyebilenler var.. Sen olmasaydın daha iyi olurdu diye düşünenler var burada.. Sevmeye çalışmalı mıyız onları sence? Bir bütünüz diyebilmek için, ötekileştirmemek için, sevebilir miyiz?   Katlanamıyorken bile sevebilir miyiz?      Gerçekten...
Fotoğrafların var heryerde, gözlerine bakmaya korkuyorum şimdi.. Oysa onlar gözünün içine baka baka atıyorlar başarılara(!)  imzalarını. Senin ve sizin -benim gerçek vatandaşlarımın- yaptıklarınızı, ben okuyarak bitiremiyorum. Okudukça kıyamıyorum size.. Bir ömür harcadınız siz, ömür.. Ömürlerden uzun yıllar geçti, eritemediler emeklerinizi.. Bitiremediler..
Her "baş" olan, bizi "biz" yapanlardan bir şeyler alıp götürmüş .. Küçüktüm, daha yeni farkına vardım her şeyin, inan.. Çark diye bir şey varmış, ama çark hep aynı "baş" için dönmüş. "Baş"ın elinde ipler varmış hep farklı kuklaları döndürmüş.. Her seferinde farklı bir oyun seçmişiz, farklı bir kuklayla, en renklisinden, en ışıltılısından bir oyun.. Herkesi sen sanmışız çünkü, inanmışız.. Herkes senin gibi doğru söyler, bizim için-vatanımız için canını bile ortaya koyar sanmışız. Oynanan oyunları pek beğenmişiz, alkışlamışız hatta. Perdenin arkasını görmekten aciz olmuşuz . Arkadaki oyunlardan canımız yanmış, anlamamışız.. Biz nasıl vatandaşmışız?
Büyüdüm, evet. Olup biten her şeyin farkına varmak çok acıtıyor canımı. Her yeni günde daha az seviyorum kendimi, vatandaşlarımı.. Hergün daha çok özlüyorum seni, sizi.. Ve Seni sevenlere putperest mi diyorlardı, seni çok çok çok seviyorum, çok özlüyorum...